Tuesday 7 May 2013

05353355158'e veda


Hey gidi hey!

Bana ilk cep telefonumu en yakın arkadaşlarım doğum günü hediyesi olarak Lise 2'deyken almışlardı... Evet, hep çok enfes arkadaşlarım oldu benim - farkındayım. Neyse, o zamanlar ailem henüz cep telefonu sahibi olmak için fazla genç olduğum konusunda hemfikirdi ve o yüzden de ilk hattımı almayı erteleyebildikleri kadar ertelemek için ellerinden geleni yapmışlardı. Şükür ki Lise 3 (o zamanlar Lise Son) öğrencisi olarak gecenin alakasız saatlerine dek Kızılay'da dershanelerde geçtiğinden ömür, mecburen güçlü inançlarını bir kenara itmek ve bana ilk hattımı, 0535 335 51 58'i almak zorunda kaldılar. Sanırım irade yeterince kuvvetli olmazsa, endişe ve merak, prensip ve inancı hep yeniyor sonunda. 

Dile kolay, 13 yıl önceden bahsediyorum burda. 13 yıl...13!!!

Oturup düşündüm bugün, o kadar zaman içinde, hattım hiç değişmedi benim... Geçici süreliğine ikinci bir hattım oldu ve sonra kapandı mesela, ama bu hat hep kenarda durdu, hep vardı. Gerçi, zaman zaman hayatımdan kaçmak istediğim için onu "yoruldu, o da biraz dinlensin..." şeklinde bahane ederek telefonumu kapadığım ve bir süre açmadığım da oldu... Bu konuda çok tepki aldım. Hem de her seferinde.  

Yurda geri dönerken, yanımda yeni bir telefon ile birlikte geldim. Bu benim geçtiğimiz 13 yıl içindeki 6. telefonum oluyor.

O en fena, en ergen zamanlarıma - yani lise yıllarıma denk gelen enfes telefonum Alcatel ONE Touch EASY DB isimli, turkuvaz renkli, semisaydam bir aletti. 

ne mesajlar aldı, ne mesajlar attı...
epi topu iki satır ekranı olan, 
kendine has bir Türkçe'ye sahip, 
kaya kadar sağlam, 
simli oje ile boyanmış bir şaheserdi. 
içinde oyun bile yoktu ama, elimden bırakmadım yıllarca. 
sonra çok sık "pil şok zayıf" der oldu...ve bir gün bir daha şarj olamadı. 

Üniversite yıllarımın ortasında bir yerlerde pes eden Alcatel'imin yerine bir Panasonic GD55 ile gezer oldum her yerde. 

abartmıyorum, avuç içimden küçük bir telefondu...ki hayli küçük ellerim var. 
çok beğenmiştim onu.
rengi kendinden hafif sedefli gibi bir gümüştü ve ekranı en sevdiğim canlı mavilerden biriydi. 
telefon her yere sığabiliyordu!
ancak ilk telefonum kadar darbeye dayanıklı değildi tabi...
bir yaz sonu ona da veda ettim.

O yaz sonunda bir telefona veda ederken, beklenmedik bir telefon elde ettim. Deniz Motorola MPX 200'ünü bana verdi.

ilk baştta onu çok kaba, fazla erkeksi bulmuştum.
itiraf ediyorum, tipini hiç beğenmemiştim. 
kalındı, kapaklıydı, rengi bile koyu lacivertti!
ama kısa zaman sonra, ona dair tüm önyargılarımı kaybettim.
ben bu telefonu çok beğendim. 
hala saklıyorum.
günün birinde, hala dönebilirim ona. 
umrumda bile değil teknoloji meknoloji.
o açık ara, sahip olduğum en muhteşem telefon bu oldu...hala. 

Şarjı dayanmaz, yerli yersiz kapanır hale gelince bu enfes alet, yine yeniden bir belirsizlikte buldum kendimi. Elbette her zamanki gibi, yine yeniden Deniz kurtardı beni. Bu kez bir Sony Ericsson M600i Triband PDA ile çıktı karşıma. 

meh...
gerçi Motorola MPX 200'den sonra bana her şey "meh..."ti.
çok uzun da sürmedi birlikteliğimiz zaten. 
bir kaç ay sonra, benim için "telefon" anlayışını değiştiren "oyuncak" çıktı piyasaya.

İstanbul'daki ilk gecesinde, Bağdat Caddesi'ndeki lansman partisinde tanıştık kendisi ile. VIP'de oturmuş bir yandan içkilerimizi yudumlarken, diğer yandan da Cenk ve Erdem'in alabildiğince saçma sapanlaşmalarına gülüyorduk. O gecenin sonunda eve dönerken elimizde iki kutu vardı, biri siyah biri beyaz. Biri Deniz'in, biri benim. Ben benimkini 5 yıldır kullanıyorum kullanıyordum. Artık yeni bir oyuncağım var.

Bütün bu anlattığım yıllar içinde hayatıma bir sürü insan girdi, bir kısmı çıktı; hepimizin başına bir sürü olay geldi kimi çok güzel, kimi çok kötü - ama sabit olan / kalan tek şey hattım oldu. Ki ironik ama, sabit kalan o hattım, geçtiğimiz seneye kadar sabit bir hat bile değildi - hazırkart'tı! Neyse, sonuçta, hattım beni artık aramda bir bağım olmasını istemediğim bir çok şey ile bağlantıda tutan yegane şey haline geldi ve kötü şeyleri geride bırakmak adına, iyi olanların da bazılarından vazgeçme kararı aldığım andan itibaren yol ilk ona gözüktü. 

Kartımda bile o numara var. Çok zor olacak yeni bir numara benimsemek.  

No comments:

Post a Comment