Geçtiğimiz hafta, 23 Nisan sebebi ile verilen resmi tatili fırsat bilen, artık resmen İstanbul'lu olmuş (06 plakalara şaşırmalar fln) Derya ve Seda denizle bölünmüş şehirlerini geride bırakarak yanımıza geldiler...Enteresan bir haftasonu oldu bu. Düşünecek bir çok şey bıraktı ardında. Ama şu sıra, bunun sırası değil benim için. O denli çok şey var ve o kadar az zamanım kaldı ki! Teorisyenler ve teoriler bitecek, ikinci tur geçmem lazım, sonra yöntem var tabi...ERASMUS'tan bahsetmiyorum bile - perşembe emniyete pasaport yenilemeye gittik, henüz kapımızı çalan olmadı. Programa kabul edilmesine edildim de, okula halletmem gereken prosedürel ve bürokratik bir süreç var...Daha yurt başvurumu bile yapamadım. Az zamanda, çok işler başarmamız lazım. Burdaki çoğul durum, Müge'ye atıf - kendisi ile aynı programla, aynı ülkeye, aynı şehire, aynı okula gidiyoruz.
Bu arada, araba konusunda:
Her şey beklediğimden farklı oldu.
Ben "araba alıyoruz!!!" derken aslında "annem araba alıyor!!!" demek istemiştim, ama meğer "annem bana araba alıyor!!!" demem daha doğru olurmuş... Kısmet bazı şeyler. Ona plakası (DR) ile, doktor diye hitabetmeye karar verdik.
Oğlumuz Alman asıllı bir sporcu (Polo) olmayabilir ancak, Uzakdoğu asıllı bir müzisyen (Jazz) ve çok cici.
jazz gibisi yoktur, çok seviyorum onları hehe. güle güle kazasız belasız kullanınız efenim!
ReplyDelete