Bundan bir ay kadar önce, Bir Delinin Hatıra Defteri’ne bilet almak için Cüneyt Gökçer Sahnesinin gişesine gittim sabah 10:30 gibi… Gişenin 10’da açıldığını bildiğim için, gidip de orayı bomboş bulunca, “oh ne güzel, erkenden geldim – rahat rahat istediğim bileti alırım!” dedim. Gişedeki kız ise bilet almaya geldiğimde bana “akli dengenizden şüphelerim var…” diyen bakışlarla, “bu saatte bilet bulmanız mümkün değil hanımefendi, gişe açıldığı anda kuyruk oluyor burada ve biletler satışa sunulduklarının 5. dakikasında tükenmiş oluyor?!” dedi.
Meğer, oyun 100 kişilik bir sahnede sergileniyormuş ve biletleri aynı anda, saat 10’da, Ankara’da 8 farklı gişede satışa sunuluyormuş. Tabi, bu durumda her gişeden 10 – 15 bilet satılabiliyormuş, o da tamamen gişedeki görevlinin satış tuşuna ne kadar çabuk basabildiğine bağlı oluyormuş… 10:10’da internet üzerinden satış başladığında, zaten satılacak bilet kalmamış oluyormuş!
Geçen cumartesi babam olasılıkları yenmek adına, sabah saat 08:00’de (gişe açılışından 2 saat önce) tiyatro kapısına gitmiş. Sıra varmış ve o 5. sıradaymış. O gün, bilet kalmamış babama… 2 gün sonra, pazartesi sabahı, 06:30’da kalktım, termosumu sıcak koyu kahve ile doldurup, bir adet “okumam gereken kitap” ile bir adet de “tamamlamayı ertelediğim, okumak istediğim” kitabı alıp, tiyatronun kapısına 21’i için bilet almak üzere gittim. Sabahın saat 07:00’sinde, sırada 2. oldum.
No comments:
Post a Comment