Utanmam yok herhalde benim. Ar damarımda çatlak var! derdim ama, ar damarımın varlığından oldukça şüpheliyim. Ya da, belki de ben bütün olarak bir büyük ar damarıyım ve o yüzden de utanmam yok – çünkü zaten utanabilmeme sebep olabilecek herhangi bir eylemde bulunmaktan acizim... Bilemiyorum ama sanırım ya İd’ime, ya da Süper Ego’ma ciddi şekilde tutsağım. Ego’m ise beni bu olaya hiç karıştırma! diyerek çekip gitmiş olsa gerek diye düşünüyorum. Her halükarda, eğer bir şeyi düşünmekten utanmıyorsam, onu söylemekten veya yapmaktan utanmak gibi bir huyum yok. Peki neden düşüncelerim söz konusu olduğunda bu kadar liberal olan ben, duygularım söz konusu olduğunda muhafazakarlara bile yok bea, o kadar da diil…! dedirtebilecek bir seviyede sansürel (uydurulmuş kavram: geniş zamanlı olarak, sansür uygulayan kişi anlamında), sayko bir paranoyağa bağlıyorum?
Gören sevgisiz büyüdüm sanacak... Ki yalan! Aleni olarak sevgi şımarığıyım.
Bugün belki PMS sebepli olarak, belki dün gece gördüğüm rüyadan kaynaklı olarak, belki de bir yıl – bir ay – bir gün önce nerdeydim ve ne yapıyordum soruma verdiğim yanıt sebebi ile, oldukça duygusal anlar yaşıyorum. İnsanın hayatında bir yılda neler oluyor?!
,
Ayrıca fark etmekten kendimi alamıyorum, neden hep kafamda soğukkanlı canlılarla özdeşleştirdiğim (yılan, ejderha, kertenkele) andonlara karşı bir zaaf içindeyim, kendi kendime garezim nedir - nedendir?! Japon kültürüne uygun biçimde yetiştirilmiş İngiliz asıllı, siyah kuyruklu piyano çalan doktorum da bu model olmasın - hayallerimin adamına bir eklemede bulunuyorum: soğuk olmasına olsun da, soğukkanlı olmasın.
No comments:
Post a Comment